Akşam günün yorgunluğu ve bir takım yorgun düşüncelerle evime girdim.Üzerimi değiştirdikten sonra kanepeye oturdum.Beynimde bir sürü soru işaretleri ve beden yorgunluğu.Tam o sırada küçük kızım yanıma geldi ve elindeki tuttuğu resim defterini bana göstererek:
-Baba bak Allah için resim yaptım ,dedi.
Kızım henüz beş yaşına girecek,yaptığı resmi de,sorusunda ki saflığı da tahmin edersiniz.Ama o resim onun için o kadar güzel ki. Çünkü onu Allah için yapmıştı.
-Çok güzel olmuş kızım ,dedim.
Sonra şu cümleleri kurdu saf ve tertemiz yüreğiyle:
-Peki baba, ben şimdi bu resmi yaptığım için Allah sevinir mi? Beni sever mi?
Ne yorgunluğum kaldı o an, ne tasam.Lakin öyle bir soru sormuştu ki….
Ne yaptığı resmi sorguluyordu nede Allah beğenir mi yi.Tek merak ettiği Allah beni sever mi ve sevinir mi?
Belki o kadar yaşımıza ve ilmimize rağmen bizim dahi sormadığımız bir soruyu sormuştu.Çünkü biz o çocuklar gibi saf bir yüreğe sahip değiliz.Zamanla çıkarcılığı öğrendik.Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez ‘ düşüncesiyle kirlettik zihnimizi.
Allah için sevmeyi, Allah için vermeyi,Allah için sevilmeyi unuttuk.Her şeyin aslını bıraktık şekillere takıldık.Ne için sorusundan çok nasıllara takıldık. Namazımızda şekle, oruçta zamana, hac ta mesafeye takıldık. İyilikte menfaate, günahta kimler görüyora , Kurban da kiloya takıldık.
Bir çocuğun yüreği gibi düşünemediğimiz için belki de yaptıklarımız şekilde kalıyor ve zevk alamıyoruz. Oysa Rabbimiz ne güzel buyurmuşAllaha ulaşan, yalnızca sizin iyi niyet ve samimiyetinizdir. Hac 37. Elbette ki şeklin güzelliği de önemli ama,İçi virane olmuş bir binanın dışına şekil vermek ne kadar akılcı olabilir ki. Dışından zevk alırsınız ama içini gördüğünüzde kaçmak istersiniz. Bir çocuk gibi düşünmek lazım kısacası.Ben Allah için bir şey yaptım,Allah sevinir mi ve beni sever midiyebilmek. Saygılarımla