Hatırımda kaldığına göre ilkokul dördüncü veya beÅŸinci sınıf öğrencisiydim. Okullar yaz tatilindeydi. Sıcaklar iyice bastırmış, büyük-küçük herkes iyice bunalmaya baÅŸlamıştı. Aynı sokağın çocuklarından olan benden iki yaÅŸ daha büyük Ali Sümer ile OnaçaÄŸzına çimmeye (yüzmeye) gitmeye karar verdik. Orada barajın hemen üst tarafına Pavluha deÄŸirmeni için büyük bir su benti yapıldığını duymuÅŸtuk. Uludere bahçeleri arasından yürüye yürüye bentin yapıldığı bölgeye vardık. Göl kenarında ve içerisinde on beÅŸ kadar benim yaşımda veya benden birkaç yaÅŸ daha büyük çocuk vardı. Mutaflar ve EkizoÄŸlu Mahallesi ile Pazarbaşı semtinden olan çocukların çoÄŸu ilkokul öğrencisiydi. Birkaç tane de ortaokul öğrencisi ile esnaf dükkânlarında çıraklık yapan çocuklar bulunmaktaydı. Ortaokul öğrencisi olanlardan sadece YaÅŸar Kadayifçiyi hatırlıyorum.
Bent gölünde çimmeye gelen çocuklardan yaşı küçük olanlar anadan üryan suya dalıp dalıp çıkıyorlardı. KurumuÅŸ iki sukabağını sicimle birbirine baÄŸlayıp, onların kaldırma gücünden yararlanarak suda yüzmeye çalışanlar da vardı. Yaşça biraz büyük olanlar ise beyaz iç donu giymiÅŸlerdi. O zaman kimsede mayo falan yok tabii. Aslında mayonun ne olduÄŸunu bilenimiz de yok, görenimiz de yok. Biz de soyunduk ve suya girdik. Ali koÅŸarak suya atladı ve derin yere doÄŸru gitti. Yüzme bilmediÄŸi halde boyunu geçen yeri geçmeyi baÅŸararak karşı kıyıya çıktı. Ben derin yere girmeye cesaret edemediÄŸimden gölün kıyısında belime kadar olan yerde yüzmeye çalışıyordum. Aradan fazla zaman geçmedi orta yaÅŸlı bir adamın deÄŸirmen tarafından bize doÄŸru hızlı hızlı geldiÄŸini gördük. Adam:” Ben size bir daha buraya gelmeyin demedim mi” diye bağırarak gelmekteydi. Arada bir de küfrediyor, yerden aldığı taÅŸları göldeki çocukların üzerine doÄŸru fırlatıyordu. Adamdan korkan çocukların çoÄŸu elbiselerini bile alamadan saÄŸa sola kaçtı. Ben gölün kıyısında çimdiÄŸimden çabucak kıyıya çıktım ve kendi elbiselerimle Alinin elbiselerini alarak tepeye doÄŸru tırmandım. Pek çok çocuk elbiselerini almaya fırsat bulamadan oradan kaçtı. Adam meÄŸer deÄŸirmeni iÅŸleten kiÅŸiymiÅŸ. YüzmeÄŸe gelen çocuklar bent duvarına zarar verdikleri, bentin su kaçırmasına sebep oldukları için deÄŸirmenci kimsenin bentte yüzmesini istemiyor, gelenleri oradan kovalıyormuÅŸ.
Değirmenci göl kenarındaki bütün elbiseleri topladı, kucağına doldurdu ve değirmene doğru gitmeye başladı. O biraz uzaklaşınca bütün çocuklar değirmen yolunda toplandık. İçimizde hiç giysisi olmadığından çırılçıplak kalanlar bile vardı. Benim gibi elbiselerini kurtaranlar giyindikten sonra fazla olan bazı giysilerimizi çıplak kalmış çocuklara vererek onların da az çok örtünmelerini sağladık. Değirmencinin elinden düşürdüğü bazı elbiseleri de sahipleri alarak giyindi. Yine de pek çok çocuk yarı çıplak haldeydi.
Hep beraber deÄŸirmencinin peÅŸine düştük, elbiselerinin tamamını deÄŸirmenciye kaptıranlar adama yalvarmaya baÅŸladı. “Emmiiii emmi, ne olu elbiyselerimizi geri ve, bi daha buruya hiç gelmiycook.” DeÄŸirmenci: “Size elbiyse, melbiyse vemem. Gidin ananıza, babanıza
söyleyin, onlar gelsin onlara vericeÄŸem.” Biz: “Etme emmiiim emmim, noolu, elbiyselerimizi geri ve.” Diye yalvara yalvara deÄŸirmencinin peÅŸinden gidiyoruz.
Bu şekilde değirmenci önde biz arkada değirmenin hizasına kadar geldik. Yol yüksek, değirmen yolun aşağısındaydı. Değirmenci homurdana homurdana yokuş aşağı inerek değirmen tarafına döndü ve gözden kayboldu. Elbisesi değirmenci tarafından alınanlar peşinden yalvararak gittilerse de değirmenciyi ikna edemediler ve biraz sonra yukarıya yanımıza geldiler.
Birden bir çatırtı duyduk, elbisesi alınanlardan birkaç kişi yol seviyesinden daha aşağıda bulunan değirmenin kiremitle kaplı çatısına doğru taş atıyorlardı. Taş atanlara biz de katıldık. Bir anda değirmenin üstüne yağmur gibi taş yağmaya başladı. Aradan çok geçmedi, değirmenci kucağında elbiselerle göründü ve değirmenin kenarındaki yol üzerine bırakarak içeri kaçtı.
Değirmen çatısının taşlardan zarar göreceğini anlayan adam elbiseleri geri vermek zorunda kalmıştı.
O olay Aliye de, bana da ders oldu, o günden sonra o bente çimmeye bir daha hiç gitmedik