SUÇ ALETİ 

•        Adalet bir kutup yıldızı gibi yerinde durur. Geri kalan her şey onun etrafında döner. KONFÜÇYÜS

İnsanlara, “Hayatta en zor kazanılan, ama en kolay kaybedilen değer nedir?” diye sorulduğunda, büyük çoğunluk “GÜVEN” yanıtını vermiş. Çok doğru. “Kazanması yıllar süren, kırılması saniyeler alan ve dağıldıktan sonra tekrar toparlanmak için ömür gereken şeye güven denir.” diyen Ts. Eliot da bunun önemine işaret etmiş.

Güven duygusunun en önde gelen ve olmazsa olmaz alanı ise adalet sistemi. Bu sistemin karar verici, yani sistemin adaletli yürümesini sağlayan ise hâkimlerimiz. Ülkemizde 2022 yılında yapılan mesleklere göre güven endeksi sıralamasına göz attığımızda, 1. Bilim insanları:%70,2. Doktorlar:%61,3. Öğretmenler:%59,4. Polis:%39,5. Asker:%35 ten sonra hâkimler:%32 ile 6. ve avukatlar:%23 ile 9. sırada güvenilir bulunmuş. Listenin son iki sırasında ise %12 ile din adamları, %11 le de politikacılar var.

Oysa 2014 yılında yapılan bir araştırmada hâkimlerin mesleki itibar göstergesi %82 imiş. Herhalde bu düşüşün sorumlusu bizler değiliz. Adaleti sağlamakla görevli insanlarımız şapkalarını önlerine koyup “niçin böyle oldu, nerede hata yaptık da halkın bize olan güvenini kaybettik?” diye düşünmeleri gerek.

Peki ama adalet sistemine karşı yitirilen bu güven duygusu nasıl geri kazanılır? Bence ilk yapılması gereken iktidarı oluşturanların ellerini adalet sisteminden çekmeleri. Devlet hâkimine güvenmezse halk da güvenmez. Hâkimler üzerindeki siyasi baskı kalktığı an, verilen kararların çok daha adil olacağından hiç kuşkumuz yok. Bu baskının önümüzdeki süreçte daha da artacağından korkuyor ve endişeleniyoruz. Son zamanlarda verilen yargı kararlarına göz attığımızda vu endişede ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkıyor. 

Geçen gün haberlerde, bir gazetecinin yazdığı bir kitabı yayınlama hazırlığında olduğu için tutuklandığını ve kitabın CDlerine el konulduğunu izledim. Suçu ise bastıracağı kitapta suç unsuru olma olasılığı imiş. Yani, suç işlemeye teşebbüs etmeyi düşündüğüne karar verildiği için girmiş içeri.  Haberi okuyunca aklıma şu fıkra geldi:

“Sigara içerken görülmediği halde, dükkânında otururken ağzında yanmamış sigarayla görülen esnaf, bu nedenle kendisini suçlu bularak ceza veren hâkime sormuş:

—Hâkim Bey. Dükkânımda sigara içtiğimi gören yokken, benim suçlu olduğuma nasıl karar verdiniz?

Hâkim, suçluyu inceden inceye süzerek cevap vermiş:

— Dükkânda, yanmamış da olsa ağzında sigara taşıyorsun. Bu da senin orada sigara içtiğine kanıt oluşturur. Bu nedenle suçlu bulundun.

Adam, bir süre düşündükten sonra hâkime dönerek şunları söylemiş:

— O zaman siz de tecavüzden suçlusunuz Hâkim Bey. Çünkü siz de suç aletini yanınızda taşıyorsunuz.

Siz, siz olun, bundan sonra sakın suç unsuru olabilecek şeyler düşünmeyin. Daha doğrusu hiçbir şey düşünmeyin. Salın kendinizi önderinizin peşine. O, nasıl olsa sizin yerinize de düşünmüştür. Siz, onun yaptıklarına –inanmasanız da- kılıf uydurun yeter. Yoksa maazallah kendinizi içerde bulursunuz.

DÜŞÜNEN SÖZLER:

·         Düşünceler o kadar çok yayılmalı (özgür kılınmalı) ki, muhafızların sayısı onları tutuklamaya yetmesin. Stanislav J. Lec

·         Güven ruh değildir; terk ettiği bedene asla geri dönmez. Shakespeare

·         Bağışlamak kolay. Asıl zor olan tekrardan güvenebilmektir. R. Will

·         Güven gözyaşı gibidir, düştü mü bir daha geri gelmez.

·         Güven bir ayna gibidir, bir kez kırıldı mı hep çizik gösterir. T. S. Eliot.

·         Bir günlük adalet, 60 yıllık ibadetten faziletlidir. HZ. MUHAMMED

·         Adalet, milletlerin ekmeğidir; milletler daima adalete acıkırlar. HERAKLEİTOS

·         Suçlunun beraat ettiği yerde yargıç hüküm giyer. Anonim

·         Adaletin küçüldüğü ülkelerde, büyük olan artık suçlulardır. ANONİM

·         Adalet güzeldir. Fakat devlet büyüklerinde olsa daha güzeldir. HADİS-İ ŞERİF